30.6.14

Uçurtma Avcısı

Afganistan doğumlu Amerikalı yazar-doktor Halit Hüseyni'nin ilk romanı. 2003 yılında yayınlanan bir kitap ama henüz okuma fırsatı buldum. Kitabı okuduktan sonra aynı adla 2007 yılında çekilen filmini de izledim.

Biraz gerçek, biraz kurgu dolu bir kitap... İnsanın içine işleyen türden. Hikâyenin baş kahramanı Emir'in arkadaşı Hasan'a ihanet edişi ve bu ihanetin sırtına yüklediği pişmanlıkla hayatını sürdürmek zorunda kalması konu alınıyor. Emir hayatını acılardan uzakta Amerika'da sürdürürken, Hasan Afganistan'dadır. Afganistan'da savaş, sömürgecilik, ırkçılık süregelmektedir.

Hasan bir Hazara'dır. Hazaralılar, kendini Afganistan'ın asıl sahibi olarak görülen Peştunlular tarafından pek sevilmez. Emir ise bir Peştundur. Ali ve oğlu Hasan, Emir Ağa ve Baba'nın yanında çalışmaktadır. Baba ve Ali 40 yıldır arkadaşlardır. Bu ilişki Hasan ve Emir'e de yansımıştr. Hasan, Emir'e göre daha güçlü bir çocuktur, çok da iyi bir uçurtma avcısıdır.

Assef kitabın en gaddar kahramanıdır. Küçükken Hasan'a tecavüz etmiştir. Emir, bu olaya şahit olmuş ancak mani de olmamıştır. Yıllarca o an yaşadığı korkaklığı ve arkadaşına ettiği ihaneti unutmamıştır. Bu ihaneti onun hayatını derinden etkileyecektir.

Yıllar sonra,  Emir 38 yaşına geldiğinde Baba'nın yakın arkadaşı Rahim Han'dan bir telefon alır ve Pakistan'a gider. Burada geçmişi ile yüzleşecektir ve devam eden olaylar Emir'in biraz da olsa kendisini affetmesini sağlayacaktır.


Film, kitaba göre biraz donuk kalmış gibi geldi bana. Elbette ki bu filmin, kitabın dolu içeriğini tamamen yansıtamamasından kaynaklı. Önce kitabı okuyup, sonra filmi izlemek en mantıklı olanı. Duygusallık arıyorsanız, kitabı okurken ağlarım da diyorsanız Uçurtma Avcısı'nı okuyun...


Kitap da en beğendiğim replikler:


"Yeniden iyi olmanın bir yolu vardır. Yeniden iyi biri olmak mümkün..."

"Borcunu ödemenin, gerçek kefaretin yolu da budur; pişmanlığı iyiliğe dönüştürmek, şerden hayır çıkartmak..."

"Sonradan bulduğun bir şeyi yitirmek, her zaman daha zordur."